İstanbul'da tarih diyince ilk akla gelen ve gidilmesi gereken yer tartışmasız tarihi yarımada. Her gidişimde bir kez daha doyamadığım ve her seferinde yeni yerlerini keşfettiğim ve hala bitiremediğim bir yer. Aslında İstanbul için birkaç tane post hazırlayacağım için bunda belirli yerleri tanıma şansınız olacak.
Yerebatan Sarnıcı:
Büyük Saray'ın su ihtiyacını karşılamak için 542 yılında Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılmıştır. Yabancı kaynaklarda geçen “Basilika (Basilica)” isminin ise sarnıcın yakınında bulunan Ilius Basilikası’ndan geldiği rivayet edilir.
Yerebatan Sarnıcı 9.800 m2’lik bir alanı kapsayan dev bir yapıdır. Burada her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Belirli aralıklarla dikilen bu sütunlar, her sırada 28 tane olmak üzere 12 sıra meydana getirirler. Suyun içerisinde yükselen bu sütunlar uçsuz bucaksız bir ormanı hatırlamakta ve ziyaretçiyi sarnıca girer girmez etkilemektedir.
Sarnıcın kuzeybatı köşesinde iki sütunun altında Medusa başları sütunlardan sonra en çok ilgiyi çeken yer. Mitolojide Medusa’yla ilgili geçen birçok farklı efsane bu sarnıcı daha da gizemli kılar.
18 Şubat 2011 Cuma
10 Şubat 2011 Perşembe
Erzurum
Erzurum, Ankara'dan ve İstanbul'dan uçakla da kolayca gidebileceğiniz bir Doğu Anadolu ili. Havaalanı şehirden uzak olmasına rağmen şehre inen dümdüz bir yoldan gidildiği için 10 dakikada merkeze inilebiliyor. Palandöken'e gidecek olan meraklıların yola merkezden sonra 7-8 km daha sabretmesi gerekiyor.
Erzurumda gidebileceğiniz ilk ve bence en güzel yeri Çifte Minareli Medrese. Şehrin ana merkezini oluşturan Cumhuriyet Caddesi'nin sonuna doğru gittiğinizde karşınıza bu muhteşem eser çıkacaktır. Bu sene Universiade 2011 oyunlarının kar sporlarında ödül töreni de bu medresenin önünde gerçekleştirildi. Selçuklular döneminde 13.yüzyılın sonlarına doğru yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Hala çok iyi korunmuş iki katlı, dört eyvanlı ve açık avlulu bir medrese. Türkiye'de iki örneği olan çifte minareli bu medresenin diğeri de Sivas'tadır.
Buradan çıkar çıkmaz yanında bulunan Ulu Cami'ye de uğramadan geçmeyin derim. Erzurumun en büyük camisi olan ve Atabey Cami olarak da bilinen caminin 1179 yılında Saltuklu hükümdarı Nasrettin Muhammed tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır.
Üç Kümbetler caminin hemen arkasında kolayca bulabileceğiniz bir yerdedir. Birisinin diğer ikisinden farklı olması yapım yıllarının ve yaptıranların aynı olmadığını gösterse de aynı avlu içinde olup adları birlikte kullanılmaktadır. Medreseyi ve kümbetleri görmek istiyorsanız Erzurumda erken kararan kış aylarında öğleden sonra geç kalmadan gitmenizi tavsiye ederim.
Şehrin güney kısmında kalan Erzurum Kongre Binası Türkiye tarihindeki önemi nedeniyle görülmeye değecek yerler arasında. Ancak günümüzde hala okul olarak kullanıldığı için her zaman açık bulamayabilirsiniz.
Yiyecek ve İçecek
Erzurum deyince tavsiye edebileceğim ilk şey cağ kebabı. Sokakta kime sorsanız size nerede yenileceğini gösterebilir. Koç Cağ Kebap Salonu bunlar arasında en iyisi. Kış aylarında gittiğiniz zaman aile salonunun ortasında kurulu bir kömü sobası etrafındaki masalardan birisine oturup közde pişmiş patates ve köy yoğurdu ile birlikte cağ kebabı yiyebilirsiniz. Üzerine de mutlaka Erzurum'un dolma kadayıfını yemeden geçmeyin.
Ne alınır?
Erzurum'da ilk alka gelen oltu taşı.. Şehrin merkezinde bulunan Taş Han'da çeşit çeşit oltu taşı ürünlerini ve takılarını bulabilirsiniz. Handaki dükkanların çoğunda oltu taşı dışında farklı çeşitlerde gümüş ürünler de bulmak mümkün. Hediye almak istiyorsanız öncelikle buraya gidebilirsiniz.
Konaklama
Erzurum çok büyük bir şehir olsa da konaklamak için şehir merkezi içindeki oteller yerine Palandöken'de kalmanızı tavsiye ederim. Hangi ayda olduğunuza bakmaksızın birçok turiste ve diğer şehirlerden gelen kayak meraklılarına en iyi hizmeti alabileceğiniz oteller mevcut. Geniş odaları ile Polat Renaissance Hotel veya modern tasarımlı ile Dedeman benim kalıp çok memnun kaldığım iki hotel. Ancak bu yılki Universiade etkinlikleri için yapılan yeni konaklama alternatifleri de mevcut.
Kayak
Palandöken Kayak Merkezi'ndeki pistler sadece Türkiye'nin değil dünyanın en uzun ve dik kayak pistleri arasında yer almaktadır. Farklı zorluk dereceleri bulabileceğini pistlerin toplam uzunluğu 28 km. dir. Oteller kayak için gerekli bütün malzemeleri kiralama hizmeti de vermektedir.
Erzurumda gidebileceğiniz ilk ve bence en güzel yeri Çifte Minareli Medrese. Şehrin ana merkezini oluşturan Cumhuriyet Caddesi'nin sonuna doğru gittiğinizde karşınıza bu muhteşem eser çıkacaktır. Bu sene Universiade 2011 oyunlarının kar sporlarında ödül töreni de bu medresenin önünde gerçekleştirildi. Selçuklular döneminde 13.yüzyılın sonlarına doğru yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Hala çok iyi korunmuş iki katlı, dört eyvanlı ve açık avlulu bir medrese. Türkiye'de iki örneği olan çifte minareli bu medresenin diğeri de Sivas'tadır.
Buradan çıkar çıkmaz yanında bulunan Ulu Cami'ye de uğramadan geçmeyin derim. Erzurumun en büyük camisi olan ve Atabey Cami olarak da bilinen caminin 1179 yılında Saltuklu hükümdarı Nasrettin Muhammed tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır.
Üç Kümbetler caminin hemen arkasında kolayca bulabileceğiniz bir yerdedir. Birisinin diğer ikisinden farklı olması yapım yıllarının ve yaptıranların aynı olmadığını gösterse de aynı avlu içinde olup adları birlikte kullanılmaktadır. Medreseyi ve kümbetleri görmek istiyorsanız Erzurumda erken kararan kış aylarında öğleden sonra geç kalmadan gitmenizi tavsiye ederim.
Şehrin güney kısmında kalan Erzurum Kongre Binası Türkiye tarihindeki önemi nedeniyle görülmeye değecek yerler arasında. Ancak günümüzde hala okul olarak kullanıldığı için her zaman açık bulamayabilirsiniz.
Yiyecek ve İçecek
Erzurum deyince tavsiye edebileceğim ilk şey cağ kebabı. Sokakta kime sorsanız size nerede yenileceğini gösterebilir. Koç Cağ Kebap Salonu bunlar arasında en iyisi. Kış aylarında gittiğiniz zaman aile salonunun ortasında kurulu bir kömü sobası etrafındaki masalardan birisine oturup közde pişmiş patates ve köy yoğurdu ile birlikte cağ kebabı yiyebilirsiniz. Üzerine de mutlaka Erzurum'un dolma kadayıfını yemeden geçmeyin.
Ne alınır?
Erzurum'da ilk alka gelen oltu taşı.. Şehrin merkezinde bulunan Taş Han'da çeşit çeşit oltu taşı ürünlerini ve takılarını bulabilirsiniz. Handaki dükkanların çoğunda oltu taşı dışında farklı çeşitlerde gümüş ürünler de bulmak mümkün. Hediye almak istiyorsanız öncelikle buraya gidebilirsiniz.
Konaklama
Erzurum çok büyük bir şehir olsa da konaklamak için şehir merkezi içindeki oteller yerine Palandöken'de kalmanızı tavsiye ederim. Hangi ayda olduğunuza bakmaksızın birçok turiste ve diğer şehirlerden gelen kayak meraklılarına en iyi hizmeti alabileceğiniz oteller mevcut. Geniş odaları ile Polat Renaissance Hotel veya modern tasarımlı ile Dedeman benim kalıp çok memnun kaldığım iki hotel. Ancak bu yılki Universiade etkinlikleri için yapılan yeni konaklama alternatifleri de mevcut.
Kayak
Palandöken Kayak Merkezi'ndeki pistler sadece Türkiye'nin değil dünyanın en uzun ve dik kayak pistleri arasında yer almaktadır. Farklı zorluk dereceleri bulabileceğini pistlerin toplam uzunluğu 28 km. dir. Oteller kayak için gerekli bütün malzemeleri kiralama hizmeti de vermektedir.
Sagalassos Antik Kenti
Sagalassos antik kenti Burdur'dan Antalya'ya giderken Burdur şehir merkezinden yaklaşık 40km uzaklıkta. Ağlasun ilçesinden daglara dogru içeri girerek uzun bir tırmanış ile ulaşılsa da sonunda göreceğiniz antik kentin büyüklüğüne inanamayacaksınız. Kazı çalışmaları tamamlandığında Efes antik kentini bile geçeceği düşünülen inanılmaz bir kent bu... Etrafa dağınık olarak yayılan kent, farklı yürüme yolu alternatifleri sunarak kısa veya uzun tur atmanızı sağlayabiliyor. Ancak uzun sehir turu 4,5 saat olduğu icin, gezi programını ona göre yapmanızda fayda olduğunu düşünüyorum.
Roma döneminden kalma iki büyük çeşme kentin görülmeye değer en güzel kısımları. Her iki çeşmeden de akan suyun hala bu kadar yüksek rakımda akması esrarengiz bir nokta.
Küçük çeşmenin yanındaki kütüphane olduğu gibi korunan ve yeni restore edilen kentin en ilginç kısmı. Büyük çeşmenin önünde uzanan meydanda bulunan heykellerin hepsi bugün Burdur müzesinde gezilebilir. (bknz. Burdur postu) İki katlı kent hamamından geri kalanlar ve meclis salonu meydanın devamında. Açık tiyatro ise antik kentlerin olmazsa olmazı elbette. Tiyatronun altındaki geçiş yollarının restorastonu tamamlanmasa da bittiğinde Roma'daki Collessium'u aratmayacağı kesin.
Yok ben kent ve eserler hakkında daha derin bilgiler okumak istiyorum derseniz http://www.sagalassos.be/ adresini inceleyebilirsiniz.
Her ne kadar gerekli tanıtımı henüz yapılmamış olsa da Antalya'ya giderken mutlaka uğramanızı, hatta vaktiniz olursa 1 gününüzü Sagalassos Antik Kentini ve Burdur Müzesini gezmeye ayırmanızı tavsiye ederim.
Mutlaka görün, pişman olmayacaksınız..
Roma döneminden kalma iki büyük çeşme kentin görülmeye değer en güzel kısımları. Her iki çeşmeden de akan suyun hala bu kadar yüksek rakımda akması esrarengiz bir nokta.
Küçük çeşmenin yanındaki kütüphane olduğu gibi korunan ve yeni restore edilen kentin en ilginç kısmı. Büyük çeşmenin önünde uzanan meydanda bulunan heykellerin hepsi bugün Burdur müzesinde gezilebilir. (bknz. Burdur postu) İki katlı kent hamamından geri kalanlar ve meclis salonu meydanın devamında. Açık tiyatro ise antik kentlerin olmazsa olmazı elbette. Tiyatronun altındaki geçiş yollarının restorastonu tamamlanmasa da bittiğinde Roma'daki Collessium'u aratmayacağı kesin.
Yok ben kent ve eserler hakkında daha derin bilgiler okumak istiyorum derseniz http://www.sagalassos.be/ adresini inceleyebilirsiniz.
Her ne kadar gerekli tanıtımı henüz yapılmamış olsa da Antalya'ya giderken mutlaka uğramanızı, hatta vaktiniz olursa 1 gününüzü Sagalassos Antik Kentini ve Burdur Müzesini gezmeye ayırmanızı tavsiye ederim.
Mutlaka görün, pişman olmayacaksınız..
4 Şubat 2011 Cuma
Burdur
Burdur, Antalya yolu üzerinde Toros dağlarına gelmeden düzlük bir alana yayılmış küçük bir şehir. İnsanları çok sıcak kanlı ve sevimli bir şehir.
Şehrin içinde aslında görülecek çok fazla bir şey yok. Aradığınız herşeyi şehrin ana caddesi olan Gazi caddesinde bulmak mümkün. Yine bu cadde üzerindeki Burdur Müzesi, tahmin edeceğinizden çok daha fazlasını içeren tarihi eserleri barındırıyor. Özellikle Sagalassos antik kentinden taşınan kıymetli Roma dönemine ait Yunan tanrılarının heykelleri müzenin ilk katında mutlaka görülmesi gereken eserler. Tavsiyem önce Sagalassos antik kentini gezmeniz, sonra müzeye gitmeniz (Bkz. Sagalassos Antik Kenti postu). Böylece göreceğiniz eserleri gerçek yerlerinde canlandırma şansınız olacaktır.
Salda gölü diye bilinen Burdur gölü çok popüler olmadığından etrafında istenilen kalitede tesis bulmak çok zor. Ama gölün doğal hali de şehir hayatından doğaya kaçmak için çok iyi bir alternatif.
Müzenin biraz ilerisindeki Valilik binası ve meydandaki heykeller yolda yürürken görebileceğiniz diğer yerler.
Şehrin merkezinde kalmış olan 58. alay yüzünden ve burada askerlik yapan bedelli askerlik dönemlerinde şehir oldukça kalabalık. Bu zamanlarda kalacak otel veya restoranlarda oturacak yer bile bulmak zor olabiliyor. Bu yüzden etrafta asker eşyaları satan onlarca dükkanın neden bulunduğuna şaşırmamak lazım.
Konaklama
Burdur gibi küçük şehirlerde kalabileceğiniz en iyi yer ya Öğretmen Evidir yada Polis Evi. Bizim kaldığımız öğretmen evi oldukça temiz ve kalınabilir. 35 liraya Burdur ve gölü manzarası sunan suit oda bile alabilirsiniz. Kış aylarında sıcak su ve ısınma problemi olsa da kalınacak en iyi yerlerden biri. Bulabileceğiniz en kaliteli otel ise Atam Otel. Göl kenarında da alternatifler bulunsa da şehir merkezinden şaşmayın derim. Şehrin içinde bulunan 58. alay yüzünden oteller haftasonları sadece gündüz için oda kiralama seçenekleri de sunuyor.
Yiyecek ve İçecek
Burdur kebabı burda şehrin kendisine özgü yiyebileceğiniz en lezzetli yemek. Özsarı Kebab Salonu tadına bakabileceğiniz yerler arasında bir numarada. Toros aile lokantası ise muhteşem şaç kavurması ve cana yakın restoran sahibi ile uğrayabileceğiniz diğer bir alternatif. Tatlı olarak kaymakla servis edilen şerbetli tatlıların ise mutlaka tadına bakın derim. Afyon kaymağını aratmayacağını söyleyebilirim. Türk yemeklerinin dışına çıkmak isterseniz Oscar Pastanesi hem geniş kahvaltı menüsü hem de dünya mutfağı ile istediğinizi yiyebileceğiniz bir pastane. Fiyatlar ise tüm bölgede oldukça makul.
Şehrin içinde aslında görülecek çok fazla bir şey yok. Aradığınız herşeyi şehrin ana caddesi olan Gazi caddesinde bulmak mümkün. Yine bu cadde üzerindeki Burdur Müzesi, tahmin edeceğinizden çok daha fazlasını içeren tarihi eserleri barındırıyor. Özellikle Sagalassos antik kentinden taşınan kıymetli Roma dönemine ait Yunan tanrılarının heykelleri müzenin ilk katında mutlaka görülmesi gereken eserler. Tavsiyem önce Sagalassos antik kentini gezmeniz, sonra müzeye gitmeniz (Bkz. Sagalassos Antik Kenti postu). Böylece göreceğiniz eserleri gerçek yerlerinde canlandırma şansınız olacaktır.
Salda gölü diye bilinen Burdur gölü çok popüler olmadığından etrafında istenilen kalitede tesis bulmak çok zor. Ama gölün doğal hali de şehir hayatından doğaya kaçmak için çok iyi bir alternatif.
Müzenin biraz ilerisindeki Valilik binası ve meydandaki heykeller yolda yürürken görebileceğiniz diğer yerler.
Şehrin merkezinde kalmış olan 58. alay yüzünden ve burada askerlik yapan bedelli askerlik dönemlerinde şehir oldukça kalabalık. Bu zamanlarda kalacak otel veya restoranlarda oturacak yer bile bulmak zor olabiliyor. Bu yüzden etrafta asker eşyaları satan onlarca dükkanın neden bulunduğuna şaşırmamak lazım.
Konaklama
Burdur gibi küçük şehirlerde kalabileceğiniz en iyi yer ya Öğretmen Evidir yada Polis Evi. Bizim kaldığımız öğretmen evi oldukça temiz ve kalınabilir. 35 liraya Burdur ve gölü manzarası sunan suit oda bile alabilirsiniz. Kış aylarında sıcak su ve ısınma problemi olsa da kalınacak en iyi yerlerden biri. Bulabileceğiniz en kaliteli otel ise Atam Otel. Göl kenarında da alternatifler bulunsa da şehir merkezinden şaşmayın derim. Şehrin içinde bulunan 58. alay yüzünden oteller haftasonları sadece gündüz için oda kiralama seçenekleri de sunuyor.
Yiyecek ve İçecek
Burdur kebabı burda şehrin kendisine özgü yiyebileceğiniz en lezzetli yemek. Özsarı Kebab Salonu tadına bakabileceğiniz yerler arasında bir numarada. Toros aile lokantası ise muhteşem şaç kavurması ve cana yakın restoran sahibi ile uğrayabileceğiniz diğer bir alternatif. Tatlı olarak kaymakla servis edilen şerbetli tatlıların ise mutlaka tadına bakın derim. Afyon kaymağını aratmayacağını söyleyebilirim. Türk yemeklerinin dışına çıkmak isterseniz Oscar Pastanesi hem geniş kahvaltı menüsü hem de dünya mutfağı ile istediğinizi yiyebileceğiniz bir pastane. Fiyatlar ise tüm bölgede oldukça makul.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)